9 Ekim 2016 Pazar

Dünya Otomativ Tarihi

1680 - Christian Huygens
Dünya Otomativ yolculuğu 1680 yıllarında başlamaktadır. İlk tasarım Christian Huygens tarafından tasarlanan içten yanmalı motordur. Yakıt olarak barutu düşünmüştür. Bu henüz taarım aşamasında kalmış ve hayata geçmemiştir.


1886 - İlk dört tekerlekli otomobil
Gottlieb Wilhelm Daimler (17 Mart, 1834 - 6 Mart, 1900) bir mühendis, endüstri ürünleri tasarımcısıdır. Schorndorf'da (Württemberg Krallığı) doğmuştur. İçten yanmalı motorlar ve Otomobil geliştirme konusunda çığır açmıştır.

Daimler ve onu yaşam boyu iş ortağı olan Wilhelm Maybach, hayalleri küçük hızla işleyen bir motor yapıp bunu herhangi bir lokomotife monte etmek olan iki mucitti. İkili 1885'te modern motorların habercisi bir tasarım yaptı ve arkasından iki tekerli bir bisiklet bunu uydurdular. Bu, ilk motosiklet olarak bilinmektedir. Ertesi yıl icatlarını bir posta arabası'na ve bota uyguladılar.Yaklaşık 200 sene sonra Gottlieb Daimler azami hızı 16 km olan ilk 4 tekerlekli otomobil tasarlamış ve hayata geçirmeyi başarmıştır.

1908 - 1927 Efsanevi T Modeli
T modeli otomotiv tarihinde bir efsane olarak karşımıza çıkmaktadır. T modeli otomotiv tarihininde bir km taşı olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktadan sonra otomobil artık günlük hayata girmekte ve yüksek bir talep yaratmıştır.

1914 - Monta Bandı
1903'te Henry Ford 11 yatırımcıyla birlikte 28.000 Dolar sermayeyle Ford Motor Company'i kurdu. Şirket tarafından 1908'de piyasaya sürülen Modell T 1913'e kadar üne kavuştu ve ABD yollarının her yerinde yaygındı. Aynı yıl Ford'un fabrikalarında yürüyen bantlı üretimi başlatması verimliliği yüksek derecede çoğalttı. 1918 yılında ABD'de kullanılan arabaların yarısı Modell T idi. Aynı modelden 1927 yılına kadar 15 milyon araç satılarak 45 yıl süre tutulacak rekor kırıldı.
Henry Ford'un çalışanlarına karşı özel bir tutumu vardı. Çalışanların 1913 yılında 8 saatlik çalışma gününe karşı aldıkları 5 US Dollar günlük ücret, 1918 yılında o zamana göre olağanüstü miktar olan 6 Dolara yükseldi. Ayrıca Ford çalışanlarına kara katılım arz ediyordu. Öte yandan fabrikalarında sendikalaşmaya kesinlikle karşı olan Ford, sendika faaliyetlerini önlemek için Harry Bennett'i işe aldı. Bennett sendika örgütlenmelerini yıkmak için yıldırma stratejileri izledi. United Auto Workers'in 1941'de yürüttüğü grevin sonunda bazı Ford fabrikalarında toplu sözleşmeler üzerinde anlaşılabilindiyse de, sendikal örgütlenme ancak Ford ve Bennett'in 1945'de şirketten ayrılışından sonra fabrikalarda büsbütün yayıldı
  • Üretim süresi 728 dakikadan 93 dakikaya kadar düşürüldü.
  • Günlük çalışma zamanı 8 saatlik 3 vardiya şeklinde düzenlendi.
  • Verimlilik sayesinde seri üretim (mass production) anlayışını getirdi.
1950 ler - Avrupa'da müşterilerin çeşitlilik beklentisi

1950 lere gelindiğinde müşteri beklentilerinde temel değişiklikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Sadece tek tip üretilen araçlar yerine artık farklı tasarımdaki otomobilllere olan talep artmaktadır. Müşterilerin lüks ve farklı modellere olan talebi arttıkça üreticiler de farklı tasarımdaki otootiv ürünlerini tasarlamaya başlamıştır. Artık endüstri ciddi anlamda rekabet ile tanışmıştır.




1970 - Yalın Üretim Felsefesi Yayılımı
1970 Dünya yeni bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalması ile birlikte yalın üretim felsefesi de dünyada yeni bir kurtuluş noktası olarak yayılmaya başlamıştır. “Toyota Üretim Sistemi”nin sanayi dünyasına kattığı en temel ilke her şeyi ancak müşterinin istediği anda ve miktardaüretmek, gereksiz stokları tümüyle ortadan kaldırmaktı. Stok bir israf olarak algılanıyordu ve sistemde hiçbir israfa yer yoktu. Her üretim adımı ancak bir sonraki adımın ihtiyaç duyduğu zamanda ve miktarda üretim yapmak üzere Kanban adı verilen kartlarla tetikleniyordu. Bu mantık tedarikçi firmalar zincirinde de uygulanarak talep edildikçe üreten, stokları asgariye indirilmiş ve bu sayede kaynaklarını çok daha etkin kullanabilen bir sistem yaratılmıştı.

1940 - 2014  Dünya Otomotiv Üretimi
Dünya otomotiv üretimine baktığımızda;
  • 1940 lı yıllarda üretiminin hemen tamamının otomotivin anavatanı olan Amerika kıtasında gerçekleştirildiğini görüyoruz.
  • 1950 lere doğru Avrupa sahneye farklı ve lüks modellerle geliyor. Aynı dönemde özellikle Çin'in başı çektiği Uzakdoğu ülkelerinde ilk yatırımlar karşımıza çıkıyor.
  • 1970'lerde Japonya Dünya otomotiv sahnesindeki yerini iyiden iyiye gösteriyor.
  • 2000 li yıllara geldiğimizde ise artık otomotivde uzakdoğunun otomotiv üretiminde ana merkez olarak ortaya çıktığını görüyoruz.
Grafik dikkatli okunduğunda otomotiv üretiminin artık Batı'dan Doğu'ya, Kuzey'den de Güney'e doğru ciddi anlamda kaydığını görebiliyoruz. Üretim lokasyonları talebe en yakın noktalarda kuruluyor olsa da talep ve arz arasındaki mesafenin artması üretimdeki lojistiğin etkinliğini de artırmaktadır. Yalın üretim felsefesi ile bir fazlalık olarak görülen stok ve tam zamanında üretim felsefesi lojistiğin doğru tasarlanması ve riskin doğru yönetilmesinin önemini artırmıştır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.